SERVET- İ FÜNUN EDEBİYATI
1) ‘Sanat için sanat’ ilkesine beğlıdırlar.
2) Cümlenin dize ya da beyitte tamamlanması kuralını yıkmışlar ve cümleyi özgürlüğüne kavuşturmuşlardır. Beyitin cümle üzerindeki egemenliğine son verirler.
10) Romanda, romantizmin kimi izleri bulunmakla birlikte genel olarak realizme bağlıdırlar.11) Romanda da dil ağır, üslup sanatkârânedir.
12) Roman tekniği sağlamdır.
13) Yazarlar daha çok yaşadıkları ortamı anlatma yoluna gittikleri için konular, İstanbul’un çeşitli kesimlerinden alınmalıdır.14) Betimlemeler gözleme dayalıdır ve nesneldir.
15) Bu dönem sanatçıları, devrin siyasal baskıları nedeniyle gazetecilik, tiyatro gibi alanlara pek fazla eğilmemişlerdir.
16) Her bakımdan Avrupalılaşmak gerektiğine inanmışlar ve Batının ilim, sanat ve edebiyatından yararlanmaya çalışmışlardır.
17) Dîvan edebiyatı büyük ölçüde zaafa uğratılmış, en ufak bir hamle yapamayacak hale getirilmiştir.
18) “Sanat, sanat içindir” anlayışı hakimdir. Bu yüzden sanatçılar halk yerine aydın zümreye seslenmişlerdir.19) Ortaya koyulan edebî ürünlerin ağırlık noktasını aşk, tabiat, merhamet, sanatkârın kendi günlük yaşayışı ve yakın çevresi gibi ferdî konular ve psikolojik tahliller teşkil eder.
20) Şiir, hikaye, roman, edebi tenkit, makale ve mensur şiire çok önem verilerek bu türlerde Batılı örneklere ulaşılmış; tiyatro, mizah ve edebiyat tarihi gibi türler sönük kalmıştır.
21) Bu dönem şairleri, Dîvan edebiyatı nazım şekillerinin pek çoğuna yer vermediler. Verdiklerinde ise çok büyük değişiklik yaptılar. Ayrıca Fransız şiirinden aldıkları sone-terza-rima gibi Batı edebiyatını klasik nazım şekillerini kullandılar.
22) Hece vezni önemsenmemiş, bu vezinle sadece çocuk şiirleri yazılmıştır. Aruza önem verilmiştir. Nazım, nesre yaklaştırılmıştır. Göze göre kafiye değil, kulağa göre kafiye anlayışı benimsenmiştir.
23) En kusurlu yönleri, dil ve üsluptur. “Sanat, sanat içindir” anlayışı ile hareket ettikleri için, konuşma dilinden uzaklaşarak, anlaşılamayan bir dil ile süslü, yapmacık bir söyleyişe yöneldiler.
<!--[if !supportLineBreakNewLine]-->
<!--[endif]-->
Servet-i Fünun , fenler hazinesi anlamına gelmektedir.
Servet-i Fünun dergisi aslen bir bilim dergisi olarak, Recaizade Mahmud Ekrem'in Mekteb-i Mülkiye'den öğrencisi Ahmet İhsan Tokgöz tarafından 1891'de çıkarılmaya başlanır. Recaizade Mahmud Ekrem bu dergiyi bir edebiyat dergisi haline getirmek için Ahmet İhsan ile anlaşır.Galatasaray Lisesi'nden öğrencisi olan Tevfik Fikret'in derginin Kısm-ı edebi ser-muharrirliği(edebiyat bölümü başyazarlığı) görevine getirilmesini sağlar.
Edebiyat-ı Cedide, diğer bilinen ismiyle Servet-i Fünun Edebiyatı, II. Abdülhamit döneminde, Servet-i Fünun dergisi çevresinde toplanan sanatçıların batı etkisinde geliştirdikleri bir edebiyat hareketidir. Bu hareket 1896′dan 1901′e kadar etkili olmuş ve II. Abdülhamit’in baskı döneminden geçmiştir. 16 Ekim 1901 yılında Hüseyin Cahit Yalçın’ın Fransızcadan çevirdiği “Edebiyat ve Hukuk” başlıklı makalenin dergide yayınlanması üzerine dergi kapatılmış, dolayısıyla Servet-i Fünun topluluğunun faaliyetleri de son bulmuştur.
Servet-i Fünun veya Edebiyat-ı Cedide devri, Türk edebiyatında Doğu-Batı mücadelesinin sonucunu Batı edebiyatının lehine belirleyen aşamadır. Gerçekten yoğun ve dinamik çalışmalarla geçen bu kısa dönem sonunda Türk edebiyatı, gerek anlayış, gerek içerik, gerekse teknik bakımdan tamamıyla Batılı bir nitelik kazanmıştır.
Servet-i Fünuncular , Fransız edebiyatının özelliklerini büyük ölçüde Türk edebiyatına adapte etmeye çalışmışlardır. Fransız realizmi örnek alınmıştır.
Romanda ve hikâyede batılı anlamda başarılı örnekler verilmiştir. Romanda tahlile ve teferruata yer verilmiş, modern kısa hikayenin ilk örnekleri bu dönemde şekillenmiştir. Roman ve hikâyede olaylar ve kişiler tamamen İstanbul’a, seçkin tabakaya aittir. Romanda realizmden, şiirde parnasizm ve sembolizmden etkilenmişlerdir.
Şiir, roman, hikâye, tiyatro, tenkit ve hatırat türlerinde başarılı eserler veren Servet-i Fünun temsilcilerinin en tanınmışları, Şiirde Tevfik Fikret, Cenap Şehabettin, Süleyman Nazif; Roman ve hikâyede Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçın, Ahmet Hikmet Müftüoğlu’dur.
Servet-i Fünun edebiyatına katılmayarak gene batılı anlayışla eserler verenler arasında Ahmet Rasim hatırat türü ile, Hüseyin Rahmi Gürpınar İstanbul’u anlatan romanları ile yeni Türk edebiyatını desteklemişlerdir. Servet-i Fünun dergisinin 1901’de kapatılmasıyla topluluk da dağılır.
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ
Şiirde
1) ‘Sanat için sanat’ ilkesine beğlıdırlar.
2) Cümlenin dize ya da beyitte tamamlanması kuralını yıkmışlar ve cümleyi özgürlüğüne kavuşturmuşlardır. Beyitin cümle üzerindeki egemenliğine son verirler.
3) “ Servet-i Fünun” cular aruz ölçüsünü kullanırlar. Ancak aruzun dizeler üzerindeki egemenliğini de yıkarak, bir şiirde birden çok aruz kalıbına yer vermişlerdir.
4) Onlar ‘her şey şiirin konusu olabilir’ görüşünü benimsemişler; fakat dönemin siyasal baskıları nedeniyle aşk, doğa, aile hayatı ve gündelik yaşamın basit konularına eğilmişlerdir.
5) Şiirde ilk defa bu dönemde konu bütünlüğü sağlanmıştır.
6) ‘Sanatkârâne üslup’ ve yeni bir ‘vokabüler’ (sözvarlığı) yaratma kaygısıyla oldukça ağır bir dil kullanmışlardır.7) ‘Kafiye kulak içindir’ görüşünü benimserler.
8) Şiirde üç değişik biçim kullanmışlardır.
a) Batı’dan aldıkları ’sone’ ve ‘terza-rima’b) Divan edebiyatından alıp, türlü değişikliklerle kullandıkları müstezat (serbest müstezat)c) Bütünüyle kendi yarattıkları biçimler
9) Şiirde olduğu gibi romanda da (devrin siyasal baskıları nedeniyle) sosyal konulardan uzak dururlar.
4) Onlar ‘her şey şiirin konusu olabilir’ görüşünü benimsemişler; fakat dönemin siyasal baskıları nedeniyle aşk, doğa, aile hayatı ve gündelik yaşamın basit konularına eğilmişlerdir.
5) Şiirde ilk defa bu dönemde konu bütünlüğü sağlanmıştır.
6) ‘Sanatkârâne üslup’ ve yeni bir ‘vokabüler’ (sözvarlığı) yaratma kaygısıyla oldukça ağır bir dil kullanmışlardır.7) ‘Kafiye kulak içindir’ görüşünü benimserler.
8) Şiirde üç değişik biçim kullanmışlardır.
a) Batı’dan aldıkları ’sone’ ve ‘terza-rima’b) Divan edebiyatından alıp, türlü değişikliklerle kullandıkları müstezat (serbest müstezat)c) Bütünüyle kendi yarattıkları biçimler
9) Şiirde olduğu gibi romanda da (devrin siyasal baskıları nedeniyle) sosyal konulardan uzak dururlar.
Romanda
10) Romanda, romantizmin kimi izleri bulunmakla birlikte genel olarak realizme bağlıdırlar.11) Romanda da dil ağır, üslup sanatkârânedir.
12) Roman tekniği sağlamdır.
13) Yazarlar daha çok yaşadıkları ortamı anlatma yoluna gittikleri için konular, İstanbul’un çeşitli kesimlerinden alınmalıdır.14) Betimlemeler gözleme dayalıdır ve nesneldir.
Tüm türler için genel özellikler
15) Bu dönem sanatçıları, devrin siyasal baskıları nedeniyle gazetecilik, tiyatro gibi alanlara pek fazla eğilmemişlerdir.
16) Her bakımdan Avrupalılaşmak gerektiğine inanmışlar ve Batının ilim, sanat ve edebiyatından yararlanmaya çalışmışlardır.
17) Dîvan edebiyatı büyük ölçüde zaafa uğratılmış, en ufak bir hamle yapamayacak hale getirilmiştir.
18) “Sanat, sanat içindir” anlayışı hakimdir. Bu yüzden sanatçılar halk yerine aydın zümreye seslenmişlerdir.19) Ortaya koyulan edebî ürünlerin ağırlık noktasını aşk, tabiat, merhamet, sanatkârın kendi günlük yaşayışı ve yakın çevresi gibi ferdî konular ve psikolojik tahliller teşkil eder.
20) Şiir, hikaye, roman, edebi tenkit, makale ve mensur şiire çok önem verilerek bu türlerde Batılı örneklere ulaşılmış; tiyatro, mizah ve edebiyat tarihi gibi türler sönük kalmıştır.
21) Bu dönem şairleri, Dîvan edebiyatı nazım şekillerinin pek çoğuna yer vermediler. Verdiklerinde ise çok büyük değişiklik yaptılar. Ayrıca Fransız şiirinden aldıkları sone-terza-rima gibi Batı edebiyatını klasik nazım şekillerini kullandılar.
22) Hece vezni önemsenmemiş, bu vezinle sadece çocuk şiirleri yazılmıştır. Aruza önem verilmiştir. Nazım, nesre yaklaştırılmıştır. Göze göre kafiye değil, kulağa göre kafiye anlayışı benimsenmiştir.
23) En kusurlu yönleri, dil ve üsluptur. “Sanat, sanat içindir” anlayışı ile hareket ettikleri için, konuşma dilinden uzaklaşarak, anlaşılamayan bir dil ile süslü, yapmacık bir söyleyişe yöneldiler.
<!--[if !supportLineBreakNewLine]-->
<!--[endif]-->
SERVET-İ FUNUN EDEBİYATINDA HİKAYE VE ROMAN
- Hikâye ve romanda teknik yönden gelişmeler olmuştur.
- Batılı anlamda Türk romanı bu dönemde yazılmıştır.
- Roman tekniği modern ve sağlamdır.
- Tip yaratmada, tasvir ve portrelerde başarı sağlanmıştır.
- Yazarlar, realizmin ve natüralizmin etkisinde kalmışlardır. Realizm ve natüralizm akımları örnekleriyle edebiyatımıza girmiştir.
- Hayâl kırıklığı, üzüntü ve başarısız aşklar, hikâye ve romanlarda işlenen belirgin temalardır.
- Batıya ayak uydurma yolundaki çabalar, romana konu olur. Sanatçının yol gösterici olduğuna inanan romancılar, batılılaşma sürecinde kendilerine göre uygun buldukları örnekleri romana sokarlar.
- Konularını İstanbul'daki seçkinler tabakasından -özellikle- batılı çevrelerden alırlar. Bu nedenle "Salon edebiyatı" oluşturdukları öne sürülür. Aydınlar için yazmış olmaları, halktan uzaklaşmalarına neden olur.
- Romanda, sosyal davalara yer verildiğine rastlanmaz. Çevre özelliklerinden ve milli konulardan yoksundurlar.
- Hikâye ve romanda realizme geçiş, gözlemi getirir, hayâli ikinci sıraya iter.
- Betimlemeler gözleme dayalıdır ve nesneldir.
- Şahıs ve mekân tasvirlerinde üslûp sanatlı ve süslüdür.
- Roman ve hikâyelerin dili, üslûbu kusurludur.
- Estetik uğruna Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalar, hikâye ve romanda sıkça kullanılmıştır. Üslûp anlayışı ve arayışı, Türkçenin kimi zaman anlaşılmaz hâle gelmesine sebep olur. ikizli, üçüzlü ve dördüzlü tamlamalarla oluşturulan kullanımlar, karışıklığa neden olur.
- Türkçenin söz dizimi genişlik kazanır. Cümlenin öğeleri yer değiştirir; bazen cümleler yarıda bırakılır, kesik cümlelere yer verilir. Cümleler isteğe bağlı olarak kısalır ve uzatılır.
Servet-i Fünun İle Tanzimat Edebiyatının Karşılaştırılması
Benzerlikler
- Hem Servet-i Fünun hem de Tanzimat edebiyatı Batı etkisindeki Türk edebiyatının dönemleridir.
- Her iki dönemde de Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
- Tanzimat döneminde ve Servet-i Fünun döneminde şiirlerde kullanılan asıl vezin aruzdur; sınırlı sayıda şiirde hece ölçüsü kullanılmıştır.
A – ROMAN HİKAYE
- Tanzimat döneminde Batı'dan alınan roman, hikâye, tiyatro gibi türlerde ilk örnekler verilmiştir; ancak bu ilk örnekler pek başarılı değildir. Servet-i Fünun döneminde yazılan roman ve hikâyeler oldukça başarılıdır, bu örnekler Batılı nitelikler taşır.
- Tanzimat 1. dönemindeki eserlerde toplumcu bir anlayış vardır. Kölelik, esir ticareti, yanlış Batılılaşma, görücü usulü evlilik roman ve hikâyelerdeki başlıca konulardır. Servet-i Fünun döneminde ise romanlarda aşk, hayal-gerçek çatışması, karamsarlık gibi kişisel konular işlenmiştir.
- Tanzimat edebiyatında tiyatro önemli bir yer tutar. Tanzimat yazarları tiyatroyu, toplumu eğitmenin ve yönlendirmenin bir aracı olarak görmüşler, çok sayıda oyun yazmışlardır. Bu oyunlarda halka seslenmek amacıyla sade bir dil kullanmışlardır. Servet-i Fünuncular, tiyatro türünü ihmal etmiş, ikinci plana atmış, bu türle pek ilgilenmemişlerdir.
- Tanzimatçılarda toplumcu bir sanat anlayışı vardır. Onlar Batı'dan aldıkları kavram ve görüşleri halka aktarmaya çalışmışlar; bunun için de dilin sade olması gerektiği düşüncesini benimsemişlerdir. Şiirde kullandıkları dil ağırdır; nesir türündeki eserlerinde sade bir dil kullanmaya çalışmışlardır. Servet-i Fünuncuların ise topluma yönelik bir hedefleri yoktur; sanat anlayışları bireycidir. Servet-i Fünuncular hem şiirde hem de romanda süslü, sanatlı, ağır bir dil kullanmışlardır. Onlar seçkin bir zümre için eser vermişlerdir.
- Tanzimat edebiyatının ilk dönem sanatçıları genel olarak romantizm akımından etkilenmişlerdir. Tanzimat edebiyatının ikinci döneminde şiirde romantizm, romanda ise realizm akımının etkileri görülür. Servet-i Fünun edebiyatında ise roman ve hikâyede realizm ve natüralizm akımlarının; şiirde ise sembolizm ve parnasizm akımlarının etkisi vardır.
- Tanzimat edebiyatında anlatılanlar çoğu zaman masal karakteri taşır. Roman ve hikâyelerde, sözlü edebiyat ürünleri olan halk hikâyesi ve masalın etkileri görülür. Servet-i Fünun dönemindeki roman ve hikâyeler ise teknik yönden oldukça başarılıdır.
- Tanzimat dönemi yazarları anlatım sırasında öznel davranır, taraf tutar, kişiliğini gizlemez. Okura öğüt verir, yol gösterir; olayın akışına müdahale eder, konu ile ilgisi olmayan gereksiz ayrıntılara girer.
- Servet-i Fünun döneminde ise yazar, kişiliğini gizler, kesinlikle olaya karışmaz, taraf tutmaz. Psikolojik tahliller ve tasvirler başarılıdır.
- Tanzimat dönemi eserlerinde olay ön plana çıkar. Servet-i Fünun'da ise tasvir ve tahlillere de önem verilir.
B – ŞİİR
1. Tanzimat Edebiyatı’nda şiirin konusu güzel olan her şeydir, Servet-i Fünûn’da güzel kelimesi kaldırılmış ve şiirin konusu sınırsız bir şekilde genişletilmiştir.
2. Tanzimat‘ta rağbet görmüş olan metafizik ve sosyal konular Servet-i Fünûn’da önemli bir yer tutmaz.
3. Tanzimat Edebiyatı’nda dil ve üslup, Servet-i Fünûn’a göre daha sade ve anlaşılırdır.
4. Tanzimat 1. dönemde toplum için sanat düşüncesi, Tanzimat 2. dönemde sanat için sanat düşüncesi , Servet-i Fünun'da ise sanat için sanat düşüncesi vardır.
2. Tanzimat‘ta rağbet görmüş olan metafizik ve sosyal konular Servet-i Fünûn’da önemli bir yer tutmaz.
3. Tanzimat Edebiyatı’nda dil ve üslup, Servet-i Fünûn’a göre daha sade ve anlaşılırdır.
4. Tanzimat 1. dönemde toplum için sanat düşüncesi, Tanzimat 2. dönemde sanat için sanat düşüncesi , Servet-i Fünun'da ise sanat için sanat düşüncesi vardır.
5. İki dönemin şiirleri ve şiir anlayışı da birbirinden çok farklıdır. 1. Dönem Tanzimatçıları Divan edebiyatı nazım biçimlerini kullanarak vatan, hak, kanun, medeniyet, hürriyet, adalet gibi siyasi ve sosyal konuları işlemişlerdir. Servet-i Fünuncular eski nazım biçimlerini tümüyle bırakmış, serbest müstezadın yanı sıra Fransız edebiyatından alınan sone, terza rima gibi nazım biçimlerini kullanmışlardır. Şiirlerinde işledikleri başlıca temalar aşk, doğa, üzüntü, umutsuzluktur.
6. Tanzimatçılar realizm ve romantizme önem verirken, Servet-i Fünûncular parnasizm ve sembolizme önem vermişlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.