25 Şubat 2013 Pazartesi

SERVET-İ FÜNUN ve FECR - İ ATİ DÖNEMLERİNDE TİYATRO




                                                   SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİNDE TİYATRO

        Servet-i Fünun  dönemi  sanatçıları gerek sanat anlayışları, gerekse Abdülhamit istibdadının getirdiği baskı ve sansür nedeniyle tiyatro türüyle fazla ilgilenmemişlerdir. Çünkü tiyatroya büyük destek veren Ahmet Vefik Paşa, görevinden alınmış, Ahmet Mithat Efendi'nin yazdığı "Çerkez Öndenler" adlı piyesin oynanması nedeniyle de Gedik Paşa Tiyatrosu yıktırılmıştır. Sanatçılar, ancak 1908'den sonra eserler verirler.

       II.Abdülhamit'in sanat ve fikir değeri taşıyan eserlerin oynanmasına izin vermemesi üzerine Türk sahnelerini tuluat kumpanyaları ve melodramlar kaplamıştır. 
      Servet-i Fünuncular, tiyatro türünde eser verebilmek için,ister istemez, hem siyasi sansürün,hem de onun doğurduğu sanat uygulamasının değişmesini beklediler. Bunun içindir ki onlar, tiyatro ile ancak 1908'den sonra ilgilenme imkanı bulabildiler. 1908'de, imparatorluğun merkezinde yeniden başlayan ciddi sahne çalışmaları ve bunların gördükleri geniş ilgi, Servet-i Fünuncuların tiyatro denemeleri yapmalarına yardımcı oldu. Bu denemelere katılanlar arasında Hüseyin Suat Yalçın, Mehmet Rauf, Cenap Şehabettin, Halit Ziya Uşaklıgil, Faik Ali Ozansoy, Ali Ekmer Bolayır ve Safveti Ziya vardır.
        Tiyatro dillinin halkın diline çok yaklaşmasına rağmen, eski alışkanlıkların tesiri ile,konuların halkın meselelerine gidemediğini ve genellikle vakaların aile çevresi içinde geçtiğini ve "evlenme,boşanma,kadının medeni hakları" gibi temaların etrafında döndüğünü görülür. Bu durumun,onların içinde uzun süre bulundukları ağır siyasi şartlar yüzünden, "sosyal meselelere yönelme alışkanlığı kazanamamış olmaları ve Batı'nın tesiri ile 1908'den sonra Türk aile anlayışında bazı mühim değişikliklerin ve kdınların sosyal hakları bahsinde de batılı görüşlerin yer alması" ile ilgili bulunduğu söylenebilir.
       Servet-i Fünuncular arasında tiyatro ile en çok ilgilenen ve başarıya en çok ulaşan Hüseyin Suat'tır.Telif ve adaptasyon olarak,sayısı yirmiye yaklaşan piyesi vardır. İşlediği temalar bakımından genellikle Servet-i Fünun'un diğer tiyatro yazarlarından ayrılmamış olan Hüseyin Suat'ın, piyeslerinde, dil ve üslup bakımından şaşılacak bir sıyrılışla, Servet-i Fünun'un bütün dil ve ifade özelliklerinden kurtularak çok normal, canlı ve samimi bir konuşma diline eriştiği görülür.
       Edebiyat-ı Cedide'ciler içinde, Hüseyin Suat'tan sonra, tiyatro ile en çok uğraşan Mehmet Rauf ( 1875 - 1931 )'tur. Daha çok Servet-i Fünun'un ön planda gelenromancılarından olarak şöhret kazanan Rauf'un tiyatro alanındaki denemeleri teknik bakımından zayıftır.
       Cenap Şehabettin de, biri dram ( Yalan, 1911 ) ve biri de komedi ( 1917, Körebe ) olan iki piyesi ile, Servet-i Fünun'un tiyatro yazarları arasına katıldı. Her iki piyeste de, teknik zayıflığın yanı başında, dilin ve üslubun konuşma diline uygunsuzluğu da ayrıca dikkati çekmektedir.


FECR-İ ATİ EDEBİYATINDA TİYATRO

Tiyatro. Abdülhamid II devrinde tamamıyla durmuş ve yerini tulûat oyunlarına bırakmış olan tiyatro çalışmaları Fecr-i Âti akımının meydana geldiği yıllarda hareketli bir döneme girdi. Fecr-i Âti yazarlarından Sahabeddin Süleyman, Tahsin Nahid, Celâl Sahir, Müfit Ratib gibi yazarlar tiyatro ile yakından ilgilendiler. Oyunları teknik bakımından zayıf bulunan ve genellikle aşk acılarını ele alan (Fırtına (1910); Burgu (1910) Şahabeddin Süleyman’ın kadınlar arasındaki cinsel ilişkileri konu edinen Çıkmaz Sokak (1911) adlı eseri geniş tepkilere yol açtı.Tahsin Nahid, Ruhsar Nevvare ile birlikte Jön Türk (1909), Şahabeddin Süleyman ile birlikte Kösem Sultan (1912) oyunlarını yazdı. Oyunlarının teknik bakımdan başarısıyla dikkati çeken Müfid Ratib, Henry Bernstein’den bazı adapteler de yaptı. Ancak tiyatro türü önemli bir gelişme sağlayamamıştır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.