Düşünceyi Geliştirme Yolları
1) Tanımlama: ( Kavramın
ne olduğunu, nitelikleri veya nicelikleriyle açıklama yoludur.) Bir
kavrama ya da olayın belirgin özellikleriyle tanıtılmasına tanımlama denir.
Tanım kısaca “ nedir ? ” sorusuna verilen cevaptır. Sözü edilen kavram ya da varlığın ne
olduğunun açıklanmasıdır. Daha çok açıklama ve tartışma tekniklerinde
kullanılan bu yolla tanımlanan şeyin okurun zihninde daha kolay belirmesi
amaçlanır. Parça içinde bir tek tanımın verilmesi tanımlama için yeterlidir.
Tanımlama
iki şekilde yapılır:
a)
Nesnel Tanımlama:
Herkes
için aynı olan, varlığın gerçek özelliklerini yansıtan tanımlardır:
İnsan
vücudunun en küçük yapı taşına hücre denir. (Nesnel)
Yiğitlik, kahramanlık, savaş temalarını işleyen şiirlere epik şiir denir.
(Nesnel)
b)
Öznel Tanımlama:
Kişiden
kişiye değişebilen göreceli tanımlardır.
Yaşam, güçlükleri yenebilme sanatıdır. (Öznel)
Örnek: “İnsanın
bazen mırıltısı, bazen çığlığıdır öykü. Ölüme karşı başkaldırıdır. Kör geceye
tutulan şavktır. Çölde bulunan vahadır. Bir anlığına bile olsa, bağımsızlıktır.
Ölümlü, çaresiz hayatlarımızda, bir kavalcının nefesindeki ezgi, bir ekmekçinin
koca hamur teknesine saldığı güzel mayadır…”
2) Örnekleme: İleriye sürülen soyut
düşüncenin somutlaştırılması yöntemidir. Söylenmek istenilenin okuyucunun
kafasında canlandırılmasını sağlayan bir yöntemdir. Sözü edilen bir düşüncenin
zihinlerde somut hâle getirilebilmesi için başvurulan bir düşünceyi geliştirme
yoludur. Yerinde verilen bir örnek kimi
durumlarda sayfalarca açıklamadan daha etkili olur. Bu bazen bir fıkra,
bir eser, bir öykü olabilir.
“Toplumda insanlar arası güvensizlik,
iletişimsizlik ve bencillik artarak devam ediyor. İnsanlar arsındaki uçurum her
gün artıyor. Bu tablo karşısında derin bir ümitsizliğe düştüğümüzde bazen öyle
insani olaylarla karşılaşıyoruz ki birden bire yüreğimizdeki kireçler
çözülüyor; umutsuzluklar çiçek açan umutlara dönüyor. Bir sanatçımız için
düzenlenen konser de bunlardan biri. Amansız bir hastalığa yakalanan bu
müzisyeni iyileştirmek, onun tedavi masraflarını karşılamak için bütün müzisyen
arkadaşları seferber olmuşlar.”
Örnek: Kimi büyük yapıtlar
iki katlı ev gibidir. Üst kat çoğunluğun anlayabileceği türdendir. Yapıtın
asıl büyüklüğünü, alt katın anlamını herkes kavraya-maz. Geldiği yeri hak
etmeyen bir kadının serüvenini anlatan "Madam Bovary" adlı yapıtı
okuyanlar, bunu keyifle yapmışlardır; ama iyi bir okuyucu, bu romanı
okudukça, okuduklarını düşündükçe, derinliği, gerçek anlamı çok daha iyi
kavrar.
Yukarıdaki parçada
yazar, yapıtlardaki anlam derinliğini bir benzetmeyle anlatmaya başlamış, Madam
Bovary adlı yapıtı örnek vererek yazıya etkinlik kazandırmıştır.
3) Karşılaştırma: Karşılaştırmada iki varlık, iki
kavram ya da iki şey arasındaki benzerlik ve karşıtlıklardan yararlanma söz
konusudur. Benzerliklerin ya da karşıtlıkların ortaya konması karşılaştırma ile
olur. Bunda amaç kavramın başka kavramlardan farklı yönlerini ortaya koymak,
böylece onun belirgin özelliklerinin daha iyi anlaşılmasını sağlamaktır. Ya da
ortak yönler söylenerek bu özelliklerin daha iyi belirmesi amaçlanır.
Karşılaştırma
üç yoldan yapılabilir:
Benzerliklerden
yararlanma
Karşıtlıklardan
yararlanma
İlişki
kurma
Örnek: “İnternet
medyanın bir parçasıdır ancak çok seçeneğe sahip olması açısından medyadan daha
üstündür. İnternette geri beslenme açısından müthiş bir olanak mevcut. Çok
seçenek olduğu için insanları geleneksel medya gibi bir kulvarda tutamazsın.
Bir gazeteyi al demekle, bir siteyi izle demek arasında çok büyük fark vardır.
İnsan medyaya kıyasla internette sürekli yeni şeyler keşfediyor.”
Örnek: * Özge Ali’ye göre daha
çalışkandır.
*En çok sevdiğim arkadaşım sensin.
*Eski şiir hayali öğeleri yeni şiir ise somut öğeleri içerir.
4) Tanık
Gösterme (Alıntı Yapma): Anlatılmak
istenilen düşüncenin başkalarının görüşlerinden,sözlerinden yararlanarak
açıklanması yoludur. Başkalarının aynı konuda söylediği sözler yazı içerisinde
alıntı olarak gösterilir. Tanık olarak düşüncesine başvurulan kişinin,
konusunda uzman güvenilir olması gerekir.
Her yazar, düşüncesini
açıklamasına yardım eden ya da kendisine esin veren, başkasına ait bir
düşünceyi yazısında kullanabilir. Bunun iki yolu vardır:
a- Alınan düşünce bunu
ortaya koyan kişinin kendi dilinden olduğu gibi aktarılır. Bu durumda alınan
sözler tırnak işaretleri arasında gösterilir. Bu tür alıntıda dikkat edilecek
nokta hiçbir sözcüğü değiştirmemektir.
b- Düşünceler
özetlenerek aktarılır. Alıntı yapan, onu kendi anladığı biçimde ve kendi dil
deneyimi içinde anlatır. Bu durumda tırnak işareti kullanılmaz.
Örnek: Çalışmanın, hele insanı
başarıya götüren bir çalışmanın insan ve ülke hayatında çok önemli bir yeri
vardır. Unutulmamalı ki insan denilen varlık, hayatını en iyi koşullar altında
devam ettirmek zorundadır. İnsan yaşadığı sürece mutlu olmak, refah ve huzur
içinde yüzmek ister. Bu; istemeyle değil, çalışmayla gerçekleşebilecek bir
durumdur. Bu nedenle çalışmak, diğer toplumların lideri olmak gerekir. Tüm
dünya çalışırken uyumak, en büyük insanlık suçudur. Mehmet Akif'in şu dizelerinde
olduğu gibi:
"Bir baksana,
gökler uyanık, yer uyanıktır
Dünya uyanıkken uyumak,
maskaralıktır."
Tembel tembel oturup
paslanacağımıza, varsın yıpranalım daha iyi. Unutmayalım ki çalışmak,
kurtuluştur.
Örnek: “Türk şiirinde deha
şairler çıktı. Fakat şiiri değerli kılan sadece daha şairler değildir. Küçük
şairler de şiire katkıda bulunur. Eliot: ‘Bir büyük şair vardır, bunlar
edebiyatta devrim yaparlar. Bir de küçük şairler vardır ki onlar da bireysel
ruh durumlarını dışa vuran çok güzel şiirler yazarak edebiyat dünyasını
zenginleştirirler.’ Sözleri ile bunu desteklemektedir.”
5) Sayısal Verilerden Yararlanma: Düşünceyi inandırıcı
kılmanın yollarından biri de sayısal verilerden yararlanmadır. İnsanlar
okuduklarının sayılarla desteklendiğini görürlerse yazıyı daha da inandırıcı
bulurlar.
Örnek: Ada pazarı Şeker
Fabrikası 1953’te işletmeye açıldı. Kuruluşta günde 1800 ton olan pancar işleme
kapasitesi 1980’de 6000 tona çıkarıldı. Bu büyük bir gelişme.
6) Benzetme: Bir kavramı ya da
varlığı başka kavram ya da varlığa ait özelliklerle anlatmadır.
“Deneme yazarı bir söz işçisidir. Onun bir
kuyumcuya benzetirim ben kuyumcu nasıl değerli madeni bin bir özenle işleyerek
çok değerli eserler oluşturursa, deneme yazarı da sözcükleri büyük bir dikkatle
ve özenle bir araya getirerek eserini oluşturur.”
7 - İlişki Kurma: (
karşılaştırma yollarından biridir ) Bir olayın ya
da olgunun kendisine benzeyen bir başka olaya bağlanarak anlatılmasına ilişki
kurma denir.
Örnek : Yemek
fiyatlarına zam yapamayan lokanta sahipleri porsiyonlardaki yemek miktarını
azaltma yolunu tutmuşlar. Elbette tutarlar; çünkü önlerinde örnek var. Bir
zamanlar kömür dağıtımı yapan şirketler, kok kömürünün fiyatını artırmış
görünmemek için, tonu 900 kiloya indirmişlerdi. Lokantacılara niye kızıyoruz
ki; üzüm üzüme baka baka kararır.
8.Somutlama:
Soyut,anlatılması güç kavramları başka kavramlar
aracılığıyla görünür kılmaya somutlama denir.Düşünceyi kolayca kavratmak
amacıyla başvurulan somutlama daha çok örnekleme ve benzetmeler yoluyla
yapılır:
Örnek:
Hiç olmazsa unutmamak isterdim
Eski geceler,
sevdiklerimle dolu odalar
Yalnız bırakmayın beni
hatıralar
Az yanımda kal çocukluğum
Temiz yürekli, uysal
çocukluğum
Ah, ümit dolu gençliğim
Yukarıdaki dizelerde
şair, hatıralarını ve çocukluğunu "kişileştirme" ye de başvurarak
somutlaştırmıştır.
9.Soyutlama : Soyutlama, okurda bir konuyla, bir kavramla ilgili
uzak çağrışımlar yaratmak amacıyla kullanılır. Bu durum anlatımı akıl dışına
çıkarma yoluyla sağlanır. Bir başka deyişle, soyutlamada kavramların gerçekle
bağı koparılır.
ÖRNEK:
Bakarsın lodosa çevirir
rüzgâr
Dalgalar saçlarında
getirir seni
Açar umut kıyılarında
yıldızların en güzeli
Bir yağmur başlar
delicesine yeşil
Unutursun hoyrat
bahçelerinde
Döner eski çağına
hatıralar
Mevsimler değişir
içimde
Bu dizelerde şairin
sözünü ettiği, "dalgaların saçında gelen sevgili, umut kıyılarında
yıldızların açması, delicesine yağan yeşil yağmur, içinde değişen
mevsimler" soyutlama örneğidir.
10.
Kişileştirme : İnsana ait
özelliklerin insan dışındaki varlıklara vererek anlatmaya “kişileştirme” denir.
Doğaya ait izlenimlerin aktarıldığı paragraflarda kişileştirmeye sıkça
başvurulur.
ÖRNEK:
Uzak denizlerden gelmiş yorgun bir gemi, limanın şefkatli kollarına
bırakmıştı kendini. Sonbaharın gelişiyle yapraklar, vedalaşarak ağaçlardan
ayrılıyordu.
Bu cümlelerde “gemi”, “liman” ve
“yapraklar”a insan özelliği yüklenerek kişileştirme yapılmıştır.
11.
Dolaylama : bir metinde veya bir
paragrafta aşağıdaki tanım ve örnekler uygun kullanımlar var ise dolaylama
yapılmıştır diyebiliriz.
“Bir varlığın kendisi söylenmeden onu çağrıştıracak bir
biçimde başka kelimelerle ifade etmeye dolaylama
denir. “
Ulu Önder - Atatürk , File bekçisi - Kaleci
,Yavru kurt - İzci , Meşin yuvarlak - Top Balık - Derya
kuzusu , Kıbrıs - Yavru vatan
Dikkat ! Anlatım
tekniklerinin ve düşünceyi geliştirme yollarının dışında bir de dolaylı anlatım
yolu vardır. Ancak dolaylı anlatım bir yazı ya da parça ile değil cümle ile
ilgilidir.
Birinin sözünün, cümlesinin o kişinin söylediği
biçimde değil de ona mal edilerek yeni bir cümleyle aktarılmasıdır.
“Mehmet: "Şiiri çok seviyorum."
dedi. Bu cümle direk, dolaysız anlatım
örneğidir.
12.Görsel öğelerden yararlanma :
Betimleyici anlatımda kullanılan anlatım tekniklerindendir. Düşsel öğelerden yararlanılarak yapılan anlatımda
şiirde de kullanılır.
13.İşitsel öğelerden yararlanma : Betimleyici anlatımda kullanılan anlatım
tekniklerindendir. Düşsel öğelerden yararlanılarak
yapılan anlatımda şiirde de kullanılır.
ÖRNEK:
Yalnızca
onda birini görebildiğimiz buzdağına oldukça yaklaştık. Ancak görsel ihtişam
işin sadece bir yanı. Buzdağları büyük gürlemelerden yumuşak iç çekişlere ve
mutlak sessizliğe kadar olağanüstü ses olayları yaratan bir orkestrayı
andırıyor. Buz parçaları bir buzdağını iteklemeye başladığında ya da buzdağı
hareket edip de kendi yüzeyini parçaladığında binlerce avizenin paramparça
oluşunu çağrıştırıyor. ( Her ikisine de
örnek var. )
14.Açıklama
15.Tartışma
16.Betimleme
17.Öyküleme
18. Düşsel Öğelerden Yararlanma : Bazen
doğa üstü varlıklarla, bazen de kişileştirme ve benzetme unsurlarından
yararlanılarak özellikle şiirde başvurulan düşünceyi geliştirme
yollarındandır.
ÖRNEK:
Uğuldayan
rüzgârın yüzümüzde kamçı gibi şaklaması bir yana, azgın suların tenimizde
bıraktığı keskin iyot kokusu bir süre sonra tüm gemi mürettebatını yarı ölü
hale getirmişti.
Yukarıdaki
ifadede "uğuldayan rüzgâr", "şaklama" işitme duyusuyla;
"iyot kokusu" koklama duyusuyla; mekânsal betimleme görme duyusuyla,
"yüzde kamçı gibi şaklama" dokunma duyusuyla ilgilidir.
Bu
parçada; görme, işitme, koklama ve dokunma duyularıyla ilgili ayrıntılara yer
verilmiştir.
Düşünceyi Geliştirme Yolları
1)
Tanımlama
2)
Örneklendirme
3)
Karşılaştırma
4)
Tanık Gösterme (Alıntı Yapma)
5)
Sayısal Verilerden Yararlanma
6)
Benzetme
7)
İlişki Kurma
8)
Somutlama
9.Soyutlama
10. Kişileştirme
11.
Dolaylama
12.Görsel öğelerden
yararlanma
13.İşitsel öğelerden yararlanma
14.Açıklama
15.Tartışma
16.Betimleme
17.Öyküleme
18.Düşsel
öğelerden yararlanma