11 Mart 2013 Pazartesi

Düşünceyi Geliştirme Yolları


Düşünceyi Geliştirme Yolları

1) Tanımlama: ( Kavramın ne olduğunu, nitelikleri veya nicelikleriyle açıklama yoludur.) Bir kavrama ya da olayın belirgin özellikleriyle tanıtılmasına tanımlama denir. Tanım kısaca “ nedir ? ” sorusuna verilen cevaptır. Sözü edilen kavram ya da varlığın ne olduğunun açıklanmasıdır. Daha çok açıklama ve tartışma tekniklerinde kullanılan bu yolla tanımlanan şeyin okurun zihninde daha kolay belirmesi amaçlanır. Parça içinde bir tek tanımın verilmesi tanımlama için yeterlidir. 
Tanımlama iki şekilde yapılır:
a) Nesnel Tanımlama:
Herkes için aynı olan, varlığın gerçek özellik­lerini yansıtan tanımlardır:
İnsan vücudunun en küçük yapı taşına hücre denir. (Nesnel)
Yiğitlik, kahramanlık, savaş temalarını işleyen şiirlere epik şiir denir. (Nesnel)

b) Öznel Tanımlama:
Kişiden kişiye değişebilen göreceli tanımlar­dır.
Yaşam, güçlükleri yenebilme sanatıdır. (Öznel)

Örnek: “İnsanın bazen mırıltısı, bazen çığlığıdır öykü. Ölüme karşı başkaldırıdır. Kör geceye tutulan şavktır. Çölde bulunan vahadır. Bir anlığına bile olsa, bağımsızlıktır. Ölümlü, çaresiz hayatlarımızda, bir kavalcının nefesindeki ezgi, bir ekmekçinin koca hamur teknesine saldığı güzel mayadır…”

2) Örnekleme: İleriye sürülen soyut düşüncenin somutlaştırılması yöntemidir. Söylenmek istenilenin okuyucunun kafasında canlandırılmasını sağlayan bir yöntemdir. Sözü edilen bir düşüncenin zihinlerde somut hâle getirilebilmesi için başvurulan bir düşünceyi geliştirme yoludur. Yerinde verilen bir örnek kimi durumlarda sayfalarca açıklamadan daha etkili olur. Bu bazen bir fıkra, bir eser, bir öykü olabilir. 
“Toplumda insanlar arası güvensizlik, iletişimsizlik ve bencillik artarak devam ediyor. İnsanlar arsındaki uçurum her gün artıyor. Bu tablo karşısında derin bir ümitsizliğe düştüğümüzde bazen öyle insani olaylarla karşılaşıyoruz ki birden bire yüreğimizdeki kireçler çözülüyor; umutsuzluklar çiçek açan umutlara dönüyor. Bir sanatçımız için düzenlenen konser de bunlardan biri. Amansız bir hastalığa yakalanan bu müzisyeni iyileştirmek, onun tedavi masraflarını karşılamak için bütün müzisyen arkadaşları seferber olmuşlar.”

Örnek:  Kimi büyük yapıtlar iki katlı ev gibidir. Üst kat ço­ğunluğun anlayabileceği türdendir. Yapıtın asıl büyüklüğünü, alt katın anlamını herkes kavraya-maz. Geldiği yeri hak etmeyen bir kadının serüve­nini anlatan "Madam Bovary" adlı yapıtı okuyan­lar, bunu keyifle yapmışlardır; ama iyi bir okuyu­cu, bu romanı okudukça, okuduklarını düşündük­çe, derinliği, gerçek anlamı çok daha iyi kavrar.
Yukarıdaki parçada yazar, yapıtlardaki anlam derinliğini bir benzetmeyle anlatmaya başlamış, Madam Bovary adlı yapıtı örnek vererek yazıya etkinlik kazandırmıştır.

3) Karşılaştırma: Karşılaştırmada iki varlık, iki kavram ya da iki şey arasındaki benzerlik ve karşıtlıklardan yararlanma söz konusudur. Benzerliklerin ya da karşıtlıkların ortaya konması karşılaştırma ile olur. Bunda amaç kavramın başka kavramlardan farklı yönlerini ortaya koymak, böylece onun belirgin özelliklerinin daha iyi anlaşılmasını sağlamaktır. Ya da ortak yönler söylenerek bu özelliklerin daha iyi belirmesi amaçlanır. 
Karşılaştırma üç yoldan yapılabilir:
Benzerliklerden yararlanma
Karşıtlıklardan yararlanma
İlişki kurma

Örnek: “İnternet medyanın bir parçasıdır ancak çok seçeneğe sahip olması açısından medyadan daha üstündür. İnternette geri beslenme açısından müthiş bir olanak mevcut. Çok seçenek olduğu için insanları geleneksel medya gibi bir kulvarda tutamazsın. Bir gazeteyi al demekle, bir siteyi izle demek arasında çok büyük fark vardır. İnsan medyaya kıyasla internette sürekli yeni şeyler keşfediyor.” 
Örnek: * Özge Ali’ye göre daha çalışkandır.
*En çok sevdiğim arkadaşım sensin.
*Eski şiir hayali öğeleri yeni şiir ise somut öğeleri içerir. 

4) Tanık Gösterme (Alıntı Yapma): Anlatılmak istenilen düşüncenin başkalarının görüşlerinden,sözlerinden yararlanarak açıklanması yoludur. Başkalarının aynı konuda söylediği sözler yazı içerisinde alıntı olarak gösterilir. Tanık olarak düşüncesine başvurulan kişinin, konusunda uzman güvenilir olması gerekir.
Her yazar, düşüncesini açıklamasına yardım eden ya da kendisine esin veren, başkasına ait bir düşünceyi yazısında kullanabilir. Bunun iki yo­lu vardır:
a- Alınan düşünce bunu ortaya koyan kişinin kendi dilinden olduğu gibi aktarılır. Bu du­rumda alınan sözler tırnak işaretleri arasında gösterilir. Bu tür alıntıda dikkat edilecek nokta hiçbir sözcüğü değiştirmemektir.
b- Düşünceler özetlenerek aktarılır. Alıntı ya­pan, onu kendi anladığı biçimde ve kendi dil deneyimi içinde anlatır. Bu durumda tırnak işareti kullanılmaz.

Örnek: Çalışmanın, hele insanı başarıya götüren bir ça­lışmanın insan ve ülke hayatında çok önemli bir yeri vardır. Unutulmamalı ki insan denilen varlık, hayatını en iyi koşullar altında devam ettirmek zo­rundadır. İnsan yaşadığı sürece mutlu olmak, refah ve huzur içinde yüzmek ister. Bu; istemeyle değil, çalışmayla gerçekleşebilecek bir durumdur. Bu nedenle çalışmak, diğer toplumların lideri ol­mak gerekir. Tüm dünya çalışırken uyumak, en büyük insanlık suçudur. Mehmet Akif'in şu dize­lerinde olduğu gibi:
"Bir baksana, gökler uyanık, yer uyanıktır
Dünya uyanıkken uyumak, maskaralıktır."
Tembel tembel oturup paslanacağımıza, varsın yıpranalım daha iyi. Unutmayalım ki çalışmak, kurtuluştur.

Örnek:  “Türk şiirinde deha şairler çıktı. Fakat şiiri değerli kılan sadece daha şairler değildir. Küçük şairler de şiire katkıda bulunur. Eliot: ‘Bir büyük şair vardır, bunlar edebiyatta devrim yaparlar. Bir de küçük şairler vardır ki onlar da bireysel ruh durumlarını dışa vuran çok güzel şiirler yazarak edebiyat dünyasını zenginleştirirler.’ Sözleri ile bunu desteklemektedir.” 

5) Sayısal Verilerden Yararlanma: Düşünceyi inandırıcı kılmanın yollarından biri de sayısal verilerden yararlanmadır. İnsanlar okuduklarının sayılarla desteklendiğini görürlerse yazıyı daha da inandırıcı bulurlar.

Örnek: Ada pazarı Şeker Fabrikası 1953’te işletmeye açıldı. Kuruluşta günde 1800 ton olan pancar işleme kapasitesi 1980’de 6000 tona çıkarıldı. Bu büyük bir gelişme.

6) Benzetme: Bir kavramı ya da varlığı başka kavram ya da varlığa ait özelliklerle anlatmadır.
 “Deneme yazarı bir söz işçisidir. Onun bir kuyumcuya benzetirim ben kuyumcu nasıl değerli madeni bin bir özenle işleyerek çok değerli eserler oluşturursa, deneme yazarı da sözcükleri büyük bir dikkatle ve özenle bir araya getirerek eserini oluşturur.”

7 - İlişki Kurma: ( karşılaştırma yollarından biridir ) Bir olayın ya da olgunun kendisine benzeyen bir başka olaya bağlanarak anlatılmasına ilişki kurma denir.
Örnek : Yemek fiyatlarına zam yapamayan lokanta sahip­leri porsiyonlardaki yemek miktarını azaltma yolu­nu tutmuşlar. Elbette tutarlar; çünkü önlerinde ör­nek var. Bir zamanlar kömür dağıtımı yapan şir­ketler, kok kömürünün fiyatını artırmış görünme­mek için, tonu 900 kiloya indirmişlerdi. Lokanta­cılara niye kızıyoruz ki; üzüm üzüme baka baka kararır.

8.Somutlama: Soyut,anlatılması güç kavramları başka kavramlar aracılığıyla görünür kılmaya somutlama denir.Düşünceyi kolayca kavratmak amacıyla başvurulan somutlama daha çok örnekleme ve benzetmeler yoluyla yapılır:
Örnek:
Hiç olmazsa unutmamak isterdim
Eski geceler, sevdiklerimle dolu odalar
Yalnız bırakmayın beni hatıralar
Az yanımda kal çocukluğum
Temiz yürekli, uysal çocukluğum
Ah, ümit dolu gençliğim
Yukarıdaki dizelerde şair, hatıralarını ve çocuklu­ğunu "kişileştirme" ye de başvurarak somutlaştırmıştır.

9.Soyutlama : Soyutlama, okurda bir konuyla, bir kavramla ilgili uzak çağrışımlar yaratmak amacıyla kullanılır. Bu durum anlatımı akıl dışına çıkarma yoluyla sağla­nır. Bir başka deyişle, soyutlamada kavramların gerçekle bağı koparılır.
ÖRNEK:
Bakarsın lodosa çevirir rüzgâr
Dalgalar saçlarında getirir seni
Açar umut kıyılarında yıldızların en güzeli
Bir yağmur başlar delicesine yeşil
Unutursun hoyrat bahçelerinde
Döner eski çağına hatıralar
Mevsimler değişir içimde
Bu dizelerde şairin sözünü ettiği, "dalgaların sa­çında gelen sevgili, umut kıyılarında yıldızların aç­ması, delicesine yağan yeşil yağmur, içinde deği­şen mevsimler" soyutlama örneğidir.

10. Kişileştirme : İnsana ait özelliklerin insan dışındaki varlıklara vererek anlatmaya “kişileştirme” denir. Doğaya ait izlenimlerin aktarıldığı paragraflarda kişileştirmeye sıkça başvurulur.
ÖRNEK: Uzak denizlerden gelmiş yorgun bir gemi, limanın şefkatli kollarına bırakmıştı kendini. Sonbaharın gelişiyle yapraklar, vedalaşarak ağaçlardan ayrılıyordu.
Bu cümlelerde “gemi”, “liman” ve “yapraklar”a insan özelliği yüklenerek kişileştirme yapılmıştır.

11. Dolaylama : bir metinde veya bir paragrafta aşağıdaki tanım ve örnekler uygun kullanımlar var ise dolaylama yapılmıştır diyebiliriz.
“Bir varlığın kendisi söylenmeden onu çağrıştıracak bir biçimde başka kelimelerle ifade etmeye dolaylama denir.
Ulu Önder - Atatürk   , File bekçisi - Kaleci  ,Yavru kurt -  İzci  ,  Meşin yuvarlak -  Top    Balık - Derya kuzusu    ,    Kıbrıs - Yavru vatan
Dikkat !     Anlatım tekniklerinin ve düşünceyi geliştirme yollarının dışında bir de dolaylı anlatım yolu vardır. Ancak dolaylı anlatım bir yazı ya da parça ile değil cümle ile ilgilidir.
Birinin sözünün, cümlesinin o kişinin söylediği biçimde değil de ona mal edilerek yeni bir cümleyle aktarılmasıdır.
Mehmet: "Şiiri çok seviyorum." dedi.   Bu cümle direk, dolaysız anlatım örneğidir.

12.Görsel öğelerden yararlanma  : Betimleyici anlatımda kullanılan anlatım tekniklerindendir. Düşsel öğelerden yararlanılarak yapılan anlatımda şiirde de kullanılır.

13.İşitsel öğelerden yararlanma : Betimleyici anlatımda kullanılan anlatım tekniklerindendir. Düşsel öğelerden yararlanılarak yapılan anlatımda şiirde de kullanılır.
ÖRNEK: Yalnızca onda birini görebildiğimiz buzdağına oldukça yaklaştık. Ancak görsel ihtişam işin sadece bir yanı. Buzdağları büyük gürlemelerden yumuşak iç çekişlere ve mutlak sessizliğe kadar olağanüstü ses olayları yaratan bir orkestrayı andırıyor. Buz parçaları bir buzdağını iteklemeye başladığında ya da buzdağı hareket edip de kendi yüzeyini parçaladığında binlerce avizenin paramparça oluşunu çağrıştırıyor.  ( Her ikisine de örnek var. )

14.Açıklama
15.Tartışma 
16.Betimleme
17.Öyküleme
18. Düşsel Öğelerden Yararlanma : Bazen doğa üstü varlıklarla, bazen de kişi­leştirme ve benzetme unsurlarından yararlanıla­rak özellikle şiirde başvurulan düşünceyi geliştir­me yollarındandır.
ÖRNEK:
Uğuldayan rüzgârın yüzümüzde kamçı gibi şakla­ması bir yana, azgın suların tenimizde bıraktığı keskin iyot kokusu bir süre sonra tüm gemi mü­rettebatını yarı ölü hale getirmişti.
Yukarıdaki ifadede "uğuldayan rüzgâr", "şakla­ma" işitme duyusuyla; "iyot kokusu" koklama du­yusuyla; mekânsal betimleme görme duyusuyla, "yüzde kamçı gibi şaklama" dokunma duyusuyla ilgilidir.

Bu parçada; görme, işitme, koklama ve dokunma duyularıyla ilgili ayrıntılara yer verilmiştir.

Düşünceyi Geliştirme Yolları

1) Tanımlama
2) Örneklendirme
3) Karşılaştırma
4) Tanık Gösterme (Alıntı Yapma)
5) Sayısal Verilerden Yararlanma
6) Benzetme
7) İlişki Kurma
8) Somutlama
9.Soyutlama
10. Kişileştirme
11. Dolaylama
12.Görsel öğelerden yararlanma 
13.İşitsel öğelerden yararlanma
14.Açıklama
15.Tartışma 
16.Betimleme
17.Öyküleme
18.Düşsel öğelerden yararlanma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.