REALİZM
Realizm ya da Gerçekçilik, bir estetik ve edebi kavram
olarak 19. yüzyıl ortalarında Fransa’da ortaya
çıkmıştır. Romantizm , klasizme bir başkaldırı niteliğinde ise gerçekçilik yani realizm, hem klasisizme hem de romantizme bir
başkaldırıdır. Amaç, sanatı
klasik ve romantik akımların yapaylığından kurtarmak, yenilikçi eserler üretmek
ve konularını öncelikle yüksek sınıflar
ve temalarla ilgili değil, toplumsal sınıflar ve temalar arasından seçmekti.
Realizmin amacı, günlük yaşamın önyargısız, bilimsel bir tutumla incelenmesi ve
edebi eserlerin bir bilim adamının klinik bulgularına benzer nesnel bir bakış
açısıyla ortaya konmasıdır. Örneğin, realizmin iki güçlü temsilcisiGustave
Flaubert’in Madame Bovary adlı romanı ile Emile Zola’nın Nana adlı romanında cinsellik ve
şiddet edebi bir mikroskop altında incelenerek olanca çıplaklığıyla ortaya
konulmuştur. Realizm felsefesinin altında güçlü bir felsefi belirlenimcilik
yatar. Fransız edebiyatında Flaubert ile Zola’nın yanı sıra Honore de
Balzac, Stendhal, Rusya’da Lev Tolstoy, İvan Sergeyeviç Turgenyev, Dostoyevski, İngiltere’deCharles
Dickens ve Anthony Trollope,
Amerika’da Theodore Dreiser,Ernest
Hemingway,John Steinbeck İrlanda'da James Joyce realizmin
önemli temsilcileridir. Realizm, 20. yüzyıl romanının gelişimini de önemli
ölçüde etkilemiştir.
Realizm akımının etkisiyle yazılmış
roman ve hikayelerde ;
Konular gerçekten
alınır. Anlatılan olaylar yaşanabilecek veya yaşanmış olaylar olur , ve
olayların kişileri gerçek hayatta var olan kişilerin benzerleridir.Kişilerin
yaşadığı mekanların anlatımına önem verilir ; çünkü çevre kahramanların
kişiliklerinin oluşmasında etkili olduğu gibi kişilerin davranışlarında da
etkisi olan bir unsurdur.realizm anlayışıyla yazılmış romanlarda amaç
gerçekleri olduğu gibi yansıtabilmektir.
Realizmin Özellikleri
1. Realist Sanatçılar, anlattıklarında gözleme ve belgeye dayanır. Yazarlar bilgiyi anket yöntemiyle toplamışlar, sonradan yapıtlarında kullanacakları malzemeyi günlük gözlemler olarak not etmişlerdir.
2 .Realist sanatçılar, yapıtlarda kendi kişiliklerini gizlemişler, toplumu ve insanı bilim adamı nesnelliğiyle, iyi-kötü, güzel-çirkin demeden yansıtmışlardır.
3. Realizm Konuları gerçek yaşamdan alındığından, olağanüstü oiay ve kişilere yer verilmez. Olay ve kişiler, günlük yaşamdayaşanma ya da görülme olasılığı olan nitelikler taşır. Bunlar yapıtlarda ayna ya da fotoğrafçı gerçekçiliği ile yansıtılır.
4. İnsanlar, yaşadıkları çevreyle birlikte ele alınmıştır. İnsan kişiliğinin oluşumunda çevrenin etkisi ve önemi belirtilmiştir. Doğa ve insan betimlemeleri ölçülüdür. Süs olsun diye yapılmamıştır.
5. Realist sanatçılar,”sanat için sanat” anlayışına sahiptir. Sanatı ve edebiyatı toplumu değiştirme, eğitim ve mücadele aracı olarak görmediler.
6. Realist yapıtlarda açık, yapmacıksız, söz sanatlarından uzak bir üslup kullanılmıştır. Sanatçılar biçim ve güzelliğine, kusursuzluğuna önem vermişlerdir,
1. Realist Sanatçılar, anlattıklarında gözleme ve belgeye dayanır. Yazarlar bilgiyi anket yöntemiyle toplamışlar, sonradan yapıtlarında kullanacakları malzemeyi günlük gözlemler olarak not etmişlerdir.
2 .Realist sanatçılar, yapıtlarda kendi kişiliklerini gizlemişler, toplumu ve insanı bilim adamı nesnelliğiyle, iyi-kötü, güzel-çirkin demeden yansıtmışlardır.
3. Realizm Konuları gerçek yaşamdan alındığından, olağanüstü oiay ve kişilere yer verilmez. Olay ve kişiler, günlük yaşamdayaşanma ya da görülme olasılığı olan nitelikler taşır. Bunlar yapıtlarda ayna ya da fotoğrafçı gerçekçiliği ile yansıtılır.
4. İnsanlar, yaşadıkları çevreyle birlikte ele alınmıştır. İnsan kişiliğinin oluşumunda çevrenin etkisi ve önemi belirtilmiştir. Doğa ve insan betimlemeleri ölçülüdür. Süs olsun diye yapılmamıştır.
5. Realist sanatçılar,”sanat için sanat” anlayışına sahiptir. Sanatı ve edebiyatı toplumu değiştirme, eğitim ve mücadele aracı olarak görmediler.
6. Realist yapıtlarda açık, yapmacıksız, söz sanatlarından uzak bir üslup kullanılmıştır. Sanatçılar biçim ve güzelliğine, kusursuzluğuna önem vermişlerdir,
REALİZMİN
EDEBİYATIMIZDAKİ TEMSİLCİLERİ
Realizm,bizim edebiyatımızda etkisini Tanzimat’ın II. Döneminde göstermeye başlar. Samipaşazade Sezai,”Sergüzeşt” adlı romanında realizmin ilkelerini uygular. Recaizade Mahmut Ekrem,ilk realist roman olan “Araba Sevdası” nı yazar. Nabizade Nazım, “Karabibik” adlı hikayesinde ilk defa köy gerçeğine realist-natüralist açıdan bakar. Ancak edebiyatımızda realizm gerçek anlamda Servet-i Fünun döneminde görülür.Diyebiliriz ki Halit Ziya Uşaklıgil’in “Mai ve Siyah” adlı romanı,realizmin zirveye çıktığı bir eserdir.
Realizm,bizim edebiyatımızda etkisini Tanzimat’ın II. Döneminde göstermeye başlar. Samipaşazade Sezai,”Sergüzeşt” adlı romanında realizmin ilkelerini uygular. Recaizade Mahmut Ekrem,ilk realist roman olan “Araba Sevdası” nı yazar. Nabizade Nazım, “Karabibik” adlı hikayesinde ilk defa köy gerçeğine realist-natüralist açıdan bakar. Ancak edebiyatımızda realizm gerçek anlamda Servet-i Fünun döneminde görülür.Diyebiliriz ki Halit Ziya Uşaklıgil’in “Mai ve Siyah” adlı romanı,realizmin zirveye çıktığı bir eserdir.
NATURALİZM
19.Yüzyılın
ikinci yarısında ( 1870′li yıllarda ) ortaya çıkmış bir edebi akımdır. Realizme
tepki olarak doğmamış; tersine, realizmi daha da ileri götürmüştür. Realizm ve
Naturalizmin ortak yönleri (benzerlikleri) vardır. Realizmin
anket ve gözlem yöntemine naturalizm deneyi de eklemiş, toplumu ve doğayı
laboratuvardaki gibi algılamıştır. Naturalizmin
doğuşunda Hippolyte Taine’nİn determinizm ( gerekircilik : aynı
nedenler, aynı koşullar altında, aynı sonuçları verir ), Claude Bernard’ın
deneysel uygulama, Darwin’in evrim ve soyaçekim düşünceleri etkili
olmuştur. Naturalizmin
ilkelerini Emile Zola,
“Deneysel Roman” adlı kitabında açıklamıştır.
1.
insan kişiliğini, insanın duygu, düşünce ve eylemlerini kalıtım ve çevrenin
ürünü olarak açıklamışlardır. İnsandaki asıl belirleyicinin de, insanın kendi
iradesinin değil; içinde yaşadığı toplumsal çevre ve soyaçekim özellikleri
olduğunu düşünmüşlerdir.
2. Naturalizmde yazar yalnızca bir gözlemcidir. Olayların, insanların olumlu ya da olumsuz yanlarını övmek ya da kınamak durumunda değildir. Naturalist yazar, bu olay ya da kişiler için yalnızca bir tutanakçı konumundadır.
3. Realistlerin, sanat için sanat” anlayışlarına karşın naturalistler, ” toplum için sanat” anlayışına sahiptirler. Yapıtlarına kahraman olarak toplum dışına itilmiş sarhoş, hırsız, fahişe gibi tiplerin yanında yoksul işçi ve köylüleri seçmişlerdir.
4. Naturalist yapıtlarda olaylar, yazar tarafından yönlendirilmez. Doğal bir seyir izler. Kişiler, ait oldukları toplumsal grubun diye konuştururlar. Dil, doğal ve yalındır. Hatta zaman zaman argoya kaçan söyleyişler vardır.
5. Realist yapıtlarda zaman zaman uzak ülkelerdeki yaşam ve insanlar, geniş zamanların anlatımı vardır. Naturalist yazarlar, yapıtlarında kendi toplumlarının gerçeklerini ve içinde bulundukları zamanlan anlatmışlardır.
6. Tiyatroda dekor, kostüm gibi öğeler ayrıntılı bir biçimde verilerek, çevrenin insana etkileri vurgulanmaya çalışılır.
7. Naturalizmde öykü, roman ve tiyatro gibi türler gelişmiştir.
2. Naturalizmde yazar yalnızca bir gözlemcidir. Olayların, insanların olumlu ya da olumsuz yanlarını övmek ya da kınamak durumunda değildir. Naturalist yazar, bu olay ya da kişiler için yalnızca bir tutanakçı konumundadır.
3. Realistlerin, sanat için sanat” anlayışlarına karşın naturalistler, ” toplum için sanat” anlayışına sahiptirler. Yapıtlarına kahraman olarak toplum dışına itilmiş sarhoş, hırsız, fahişe gibi tiplerin yanında yoksul işçi ve köylüleri seçmişlerdir.
4. Naturalist yapıtlarda olaylar, yazar tarafından yönlendirilmez. Doğal bir seyir izler. Kişiler, ait oldukları toplumsal grubun diye konuştururlar. Dil, doğal ve yalındır. Hatta zaman zaman argoya kaçan söyleyişler vardır.
5. Realist yapıtlarda zaman zaman uzak ülkelerdeki yaşam ve insanlar, geniş zamanların anlatımı vardır. Naturalist yazarlar, yapıtlarında kendi toplumlarının gerçeklerini ve içinde bulundukları zamanlan anlatmışlardır.
6. Tiyatroda dekor, kostüm gibi öğeler ayrıntılı bir biçimde verilerek, çevrenin insana etkileri vurgulanmaya çalışılır.
7. Naturalizmde öykü, roman ve tiyatro gibi türler gelişmiştir.
NATURALİZMİN TÜRK
EDEBİYATINDAKİ TEMSİLCİLERİ
Hüseyin R.Gürpınar, Nabizade Nazım ve Beşir Fuat’tır.
Bizde natüralizmin ilk belirtileri Nabizade Nazım’ın “Zehra” adlı romanında görülür.Ancak en büyük natüralist Türk yazarı Hüseyin Rahmi’dir.Hatta Hüseyin Rahmi’ye ,bu özelliğinden dolayı “Türk edebiyatının Zola’sı” derler.
Hüseyin R.Gürpınar, Nabizade Nazım ve Beşir Fuat’tır.
Bizde natüralizmin ilk belirtileri Nabizade Nazım’ın “Zehra” adlı romanında görülür.Ancak en büyük natüralist Türk yazarı Hüseyin Rahmi’dir.Hatta Hüseyin Rahmi’ye ,bu özelliğinden dolayı “Türk edebiyatının Zola’sı” derler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.