11 Mart 2013 Pazartesi

REALİZM - NATURALİZM




REALİZM
Realizm ya da Gerçekçilik, bir estetik ve edebi kavram olarak 19. yüzyıl ortalarında Fransa’da ortaya çıkmıştır. Romantizm , klasizme bir başkaldırı niteliğinde ise gerçekçilik yani realizm, hem klasisizme hem de romantizme bir başkaldırıdır. Amaç, sanatı klasik ve romantik akımların yapaylığından kurtarmak, yenilikçi eserler üretmek ve konularını öncelikle yüksek sınıflar ve temalarla ilgili değil, toplumsal sınıflar ve temalar arasından seçmekti. Realizmin amacı, günlük yaşamın önyargısız, bilimsel bir tutumla incelenmesi ve edebi eserlerin bir bilim adamının klinik bulgularına benzer nesnel bir bakış açısıyla ortaya konmasıdır. Örneğin, realizmin iki güçlü temsilcisiGustave Flaubert’in Madame Bovary adlı romanı ile Emile Zola’nın Nana adlı romanında cinsellik ve şiddet edebi bir mikroskop altında incelenerek olanca çıplaklığıyla ortaya konulmuştur. Realizm felsefesinin altında güçlü bir felsefi belirlenimcilik yatar. Fransız edebiyatında Flaubert ile Zola’nın yanı sıra Honore de BalzacStendhal, Rusya’da Lev Tolstoyİvan Sergeyeviç TurgenyevDostoyevski, İngiltere’deCharles Dickens ve Anthony Trollope, Amerika’da Theodore Dreiser,Ernest Hemingway,John Steinbeck İrlanda'da James Joyce realizmin önemli temsilcileridir. Realizm, 20. yüzyıl romanının gelişimini de önemli ölçüde etkilemiştir.

Realizm akımının etkisiyle yazılmış roman ve hikayelerde ;
Konular gerçekten alınır. Anlatılan olaylar yaşanabilecek veya yaşanmış olaylar olur , ve olayların kişileri gerçek hayatta var olan kişilerin benzerleridir.Kişilerin yaşadığı mekanların anlatımına önem verilir ; çünkü çevre kahramanların kişiliklerinin oluşmasında etkili olduğu gibi kişilerin davranışlarında da etkisi olan bir unsurdur.realizm anlayışıyla yazılmış romanlarda amaç gerçekleri olduğu gibi yansıtabilmektir.

Realizmin Özellikleri
1. Realist Sanatçılar, anlattıklarında gözleme ve belgeye dayanır. Yazarlar bilgiyi anket yöntemiyle toplamışlar, sonradan yapıtlarında kullanacakları malzemeyi günlük gözlemler olarak not etmişlerdir.
2 .Realist sanatçılar, yapıtlarda kendi kişiliklerini gizlemişler, toplumu ve insanı bilim adamı nesnelliğiyle, iyi-kötü, güzel-çirkin demeden yansıtmışlardır.
3. Realizm Konuları gerçek yaşamdan alındığından, olağanüstü oiay ve kişilere yer verilmez. Olay ve kişiler, günlük yaşamdayaşanma ya da görülme olası­lığı olan nitelikler taşır. Bunlar yapıtlarda ayna ya da fotoğrafçı gerçekçiliği ile yansıtılır.
4. İnsanlar, yaşadıkları çevreyle birlikte ele alınmıştır. İnsan kişiliğinin oluşumunda çevrenin etkisi ve önemi belirtilmiştir. Doğa ve insan betim­lemeleri ölçülüdür. Süs olsun diye yapılmamıştır.
5. Realist sanatçılar,”sanat için sanat” anlayışına sahiptir. Sanatı ve edebiyatı toplumu değiştirme, eğitim ve mücadele aracı olarak görmediler.
6. Realist yapıtlarda açık, yapmacıksız, söz sa­natlarından uzak bir üslup kullanılmıştır. Sanatçılar biçim ve güzelliğine, kusursuzluğuna önem vermiş­lerdir,

REALİZMİN EDEBİYATIMIZDAKİ TEMSİLCİLERİ


Realizm,bizim edebiyatımızda  etkisini Tanzimat’ın II. Döneminde göstermeye başlar. Samipaşazade Sezai,”Sergüzeşt” adlı romanında realizmin ilkelerini uygular. Recaizade Mahmut Ekrem,ilk realist roman olan “Araba Sevdası” nı yazar. Nabizade Nazım, “Karabibik” adlı hikayesinde ilk defa köy gerçeğine realist-natüralist açıdan bakar. Ancak edebiyatımızda realizm gerçek anlamda Servet-i Fünun döneminde görülür.Diyebiliriz ki Halit Ziya Uşaklıgil’in “Mai ve Siyah” adlı romanı,realizmin zirveye çıktığı bir eserdir. 


NATURALİZM

19.Yüzyılın ikinci yarısında ( 1870′li yıllarda ) ortaya çıkmış bir edebi akımdır. Realizme tepki olarak doğmamış; tersine, realizmi daha da ileri götürmüştür. Realizm ve Naturalizmin ortak yönleri (benzerlikleri) vardır. Realizmin anket ve gözlem yöntemine naturalizm deneyi de eklemiş, toplumu ve doğayı laboratuvardaki gibi algılamıştır. Naturalizmin doğuşunda Hippolyte Taine’nİn determinizm ( gerekircilik : aynı nedenler, aynı ko­şullar altında, aynı sonuçları verir ), Claude Bernard’ın deneysel uygulama, Darwin’in evrim ve soyaçekim düşünceleri etkili olmuştur. Naturalizmin ilkelerini Emile Zola, “Deneysel Roman” adlı kitabında açıklamıştır.
1. insan kişiliğini, insanın duygu, düşünce ve eylemlerini kalıtım ve çevrenin ürünü olarak açıkla­mışlardır. İnsandaki asıl belirleyicinin de, insanın kendi iradesinin değil; içinde yaşadığı toplumsal çevre ve soyaçekim özellikleri olduğunu düşün­müşlerdir.
2. Naturalizmde yazar yalnızca bir gözlemcidir. Olayların, insanların olumlu ya da olumsuz yanlarını övmek ya da kınamak durumunda değildir. Naturalist yazar, bu olay ya da kişiler için yalnızca bir tutanakçı konumundadır.
3. Realistlerin, sanat için sanat” anlayışlarına karşın naturalistler, ” toplum için sanat” anlayı­şına sahiptirler. Yapıtlarına kahraman olarak toplum dışına itilmiş sarhoş, hırsız, fahişe gibi tiplerin ya­nında yoksul işçi ve köylüleri seçmişlerdir.
4. Naturalist yapıtlarda olaylar, yazar tarafından yönlendirilmez. Doğal bir seyir izler. Kişiler, ait oldukları toplumsal grubun diye konuştururlar. Dil, doğal ve yalındır. Hatta zaman zaman argoya ka­çan söyleyişler vardır.
5. Realist yapıtlarda zaman zaman uzak ülke­lerdeki yaşam ve insanlar, geniş zamanların anlatı­mı vardır. Naturalist yazarlar, yapıtlarında kendi toplumla­rının gerçeklerini ve içinde bulundukları zamanlan anlatmışlardır.
6. Tiyatroda dekor, kostüm gibi öğeler ayrıntılı bir biçimde verilerek, çevrenin insana etkileri vur­gulanmaya çalışılır.
7. Naturalizmde öyküroman ve tiyatro gibi türler gelişmiştir.


NATURALİZMİN TÜRK EDEBİYATINDAKİ TEMSİLCİLERİ

Hüseyin R.Gürpınar, Nabizade Nazım ve Beşir Fuat’tır.
Bizde natüralizmin ilk belirtileri Nabizade Nazım’ın “Zehra” adlı romanında görülür.Ancak en büyük natüralist Türk yazarı Hüseyin Rahmi’dir.Hatta Hüseyin Rahmi’ye ,bu özelliğinden dolayı “Türk edebiyatının Zola’sı”  derler.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.